-
1 aceleye gelmek
to be done in a hurry (and improperly) -
2 acele
поспе́шный спе́шка (ж)* * *1.спе́шка, поспе́шностьo, aceleyi hiç sevmez — он соверше́нно не те́рпит спе́шки
acelem var — я спешу́, мне не́когда
2.acelem yok — я не тороплю́сь
сро́чный, безотлага́тельный, спе́шныйacele hallerde — в э́кстренных слу́чаях
acele telgraf — сро́чная телегра́мма
3.acele yardım — неотло́жная по́мощь
сро́чно, незамедли́тельноaceleye gelmek — спеши́ть, не име́ть вре́мени (доделать что-л.)
aceleye getirmek — обману́ть, воспо́льзовавшись чьей-л. спе́шкой
••acele işe şeytan karışır — посл. поспеши́шь - люде́й насмеши́шь
-
3 acele
acele Eile f, Hast f; Hetze f; eilig, dringend;acele acele sehr eilig, dringend;acele etmek sich beeilen;acele ile in Eile;acelesi yok es eilt nicht;aceleden aus Eile;aceleye gelmek in Eile erledigt werden;aceleye getirmek eilig und schlecht erledigen
См. также в других словарях:
aceleye gelmek — bir işi yaparken zaman yetersizliğinden dolayı gereken önemi göstermemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dara gelmek — 1) aceleye gelmek 2) mecbur olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acele — sf., Ar. ˁacele 1) Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi 2) zf. Vakit geçirmeden, tez olarak Acele bir karar vermek ihtiyacındayım. P. Safa 3) is. Çabuk davranma Birleşik Sözler acele posta Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller acele etmek acele ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük